türkiye’de kumar yargı yetkisi açma 8

Kural ve Koşullar TNT Turkey

Kumar oynanması yasak olan ülkelerdeki kişilerin kumar oynanması yasal olan veya belli lisans şartlarına bırakılmış olan ülkelerde kurulmuş internet sitelerinde oynadıkları oyunlar olayı hukuken daha da çıkmaz hale getirebilmektedir. Ülkemizde kumar oynatmak suç, kumar oynamak ise kabahat olarak düzenlenmiştir. paribahis ve benzeri talih oyunları ise halen devlet tekelinde belli şartlar altında oynanabilmektedir. Bu çalışmada dağınık şekildeki ilgili mevzuat maddeleri ışığında sunum yapılacak ve uluslar arası uygulamalara örnekler verilecektir. GEÇİCİ MADDE 9- İlk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı kurulduktan sonra altı yıllık süre içinde yapılacak Anayasa değişikliklerini Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebilir.

Buna olanakverecek teknik donanımın kurulmasına ve kullanılmasına ilişkin esas ve usulleryönetmelikte gösterilir. (3) Davayı görmekte olan mahkeme, zorunluluk olmadıkça, büyükşehirbelediye sınırları içerisinde bulunan şikâyetçi, katılan, sanık, müdafi veyavekil, tanık ve bilirkişilerin istinabe yoluyla dinlenmesine karar veremez. (3) Başkan, kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa,istemi gerekçeli olarak reddeder; istemde bulunan suçtan zarar göreni giderleremahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı,kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir. Tutanak, adlî kollukgörevlisi, Cumhuriyet savcısı veya sulh ceza hâkimi ile hazır bulunan zabıtkâtibi tarafından imza edilir. (2) Adlî kolluk görevlileri, elkoydukları olayları, yakalanan kişilerile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhâlbildirmek ve bu Cumhuriyet savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerinigecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür. (4) Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddiaedilen bir suç nedeniyle, ilgili kurum ve kuruluş idaresine yapılan ihbar veyaşikâyet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. (2) Birinci fıkranın (e) ve (f) bentlerinde belirtilen kararları verenmerciler, ilgiliye tazminat hakları bulunduğunu bildirirler ve bu husus verilenkarara geçirilir. (2) Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında,yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135 incimaddenin altıncı fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği şüphesiniuyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durumCumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir. (2) 135 inci maddeye göre verilen karar gereğince tutulan kayıtlar,Cumhuriyet Savcılığınca görevlendirilen kişiler tarafından çözülerek metinhâline getirilir.

B) Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içindedüzenli olarak başvurmak. (3) Şüpheli veya sanık yabancı olduğunda tutuklanma durumu, yazılıolarak karşı çıkmaması halinde, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğunabildirilir. – Salıverilme istemi üzerine, merciince Cumhuriyet savcısı, şüpheli,sanık veya müdafii dinlendikten sonra, istemin kabulüne, reddine veya 109 uncumaddeye göre, adlî kontrol uygulanmasına karar verilebilir. (4) Yakalama emrinde, kişinin açık eşkâli, bilindiğinde kimliği ve yüklenensuç ile yakalandığında nereye gönderileceği gösterilir. – (1) Şüpheli veya sanık yakalandığında, gözaltına alındığında veyagözaltı süresi uzatıldığında, Cumhuriyet savcısının emriyle bir yakınına veyabelirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilir. (6) Gözaltına alınan kişi bırakılmazsa, en geç bu süreler sonunda sulhceza hâkimi önüne çıkarılıp sorguya çekilir. (3) Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlükveya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin,her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılıolarak emir verebilir.

Yukarıdaki sözleşme hükmü ve açıklamalar çerçevesinde, oda hapsi disiplin cezasının sözleşmenin 5. Fıkrasında belirtilen hallerden hiçbirine uymadığı dolayısıyla ortada bir iç hukuk – Sözleşme çatışması bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Oda hapsi disiplin cezasının kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olması nedeniyle, sözleşmenin 5. Maddesinde sayılan haller ve usuller kapsamında sayılabilecek bir sınırlama olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Maddesinin gerekçesinden ve Anayasa Komisyonu raporundan “esas alınır” sözcüklerinin “öncelikle uygulama” anlamına geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası bir andlaşma hükmüyle bir yasa kuralı arasında çatışma olduğunda, andlaşma hükmü üstün sayılacak ve ulusal yasa kuralı ihmal edilerek uygulanmayacaktır[561]. TSK’da disiplinin sağlanması bakımından amirlere disiplin cezası verme yetkisi tanınmıştır. Disiplin cezaları olarak, uyarı, izinsizlik, aylık kesilmesi,  göz hapsi, oda hapsi, rütbenin geri alınması ve sıra harici hizmet cezaları verilebilmektedir. Maddesinde[533] astın kusur ve hatalarından dolayı bir üst tarafından tenkit ve azarlanmasının ceza sayılmayacağı belirtilmiştir. Ancak yukarıda belirtildiği üzere bu tenkit ve azarlama hakaret ve eziyet boyutlarına ulaşmayacaktır. Şüphesiz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin getirmiş olduğu en temel hak, 2.maddesiyle[497] düzenlenen yaşam hakkı olmuştur. Maddenin ilk cümlesinde “herkesin yaşam hakkı yasanın koruması altındadır.” Denilerek ayırım gözetmeksizin tüm insanların yaşamını kanun himayesine almıştır.

  • Kasten yaralama suçunu düzenleyen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.86; yaralamanın neticelerine ilişkin sınıflandırmalar çerçevesinde, failin ceza sorumluluğunu düzenlemiştir.
  • Bir oyuncu ilk sefer para yatırıyorsa, önce kişisel dolabında bir ödeme hizmeti seçmesi gerekir.
  • Maddesine bağlı EK-1 cetvelden uyarı cezasının herkese (er, erbaş, uzman erbaş, uzman jandarma, askeri öğrenci, devlet memuru, astsubay, subay, general ve amirallere) verilebileceği anlaşılmaktadır.

Fıkrasında düzenlenen duruşmalı inceleme sınırlamasının tatbiki ile sınırlı olacaktır. Bu yazımızda ele alacağımız hukuki mesele; “Türk Boğazları” olarak da tanımlanan İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından hangi şartlarda ve ne zaman savaş veya ticaret gemilerine kapatılabileceğidir. Bu hukuki meseleye cevap bulunabilmesi için Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin incelenmesi gerekmektedir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi; Türk Boğazlarından (İstanbul ve Çanakkale) geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyerek, Türkiye Cumhuriyeti’ne İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren çok taraflı sözleşme olarak imzalanmıştır. Bu Uluslararası Sözleşme; 20 Temmuz 1936 tarihinde İsviçre’nin Montrö şehrinde imzalanmış olup, Sözleşmenin imzacısı olan Devletler, Türkiye Cumhuriyeti, Bulgaristan, Fransa, Yunanistan, Japonya, Romanya, Yugoslavya, Birleşik Krallık ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği olmuştur. Yeni yönetim sistemi konusunda ortak hareket eden 6 siyasi partinin 28 Şubat 2022 günü “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” adlı Deklarasyonunun önemli başlıkları ve içerikleri bir kenara bırakıldı ve tartışma, Deklarasyonda neden “C. Yeni Bir Sistem Öneriyoruz” başlığı altında neden “1921 Anayasasının nispeten kapsayıcılığının peşinden kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sonraki Anayasalarında daha dar kalıplara girmiştir.” cümlesine yer verildiği, bununla amaçlananın ne olduğu ve 1924 Anayasası’na değinilmemesinin gerekçesinin ne olduğu üzerine odaklandı. Maddelerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Cumhurbaşkanının seçimine ilişkin genel çerçeve çizilmiştir. Cumhurbaşkanının adaylık ve seçimine ilişkin Anayasa m.101’de ayrıntılı bir düzenlemeye yer verilmiş, milletvekili seçilme yeterliliği ise Anayasa m.76’da belirtilmiş, Anayasa m.75’de ise TBMM’nin genel oyla seçilen 600 milletvekilinden oluşacağı ifade edilmiştir. Sokaklarda yaşayan veya sokaklara terk edilmiş hayvanlar, düpedüz sahipsiz, kimsesiz bırakılmış, korumasız, güvenceden yoksun, yaşam hakları sürekli şekilde tehdit altında bulunan şanssız, kadersiz hayvanlardır.

(3) Bu suçlardan dolayı tüzelkişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur. (2) Zamanaşımı süresini geçmemekkoşuluyla bu süre, şikâyet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunubildiği veya öğrendiği günden başlar. (2) Fiili işlediği sırada onikiyaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, busürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamışolan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle ceza infaz edilmez. (2) Fiili işlediği sırada onikiyaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, busürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamışolan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer. (3) Cezaya bağlı olan veyahükümde belirtilen hak yoksunlukları, özel affa rağmen etkisini devamettirir. (5) Yukarıdaki fıkralara görebelirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksıztahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektirenşahsî sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanaraksonuç ceza belirlenir.

(2) Birinci fıkrada tanımlanansuçun konusunu oluşturan eşyayı kovuşturma başlamadan önce geri veren veyabunun mümkün olmaması hâlinde bedelini ödeyen kişi hakkında verilecek cezalarınbeşte dördü indirilir. (5) Bu suç nedeniyle kovuşturmabaşlamadan önce suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayanveya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek ele geçirilmesinikolaylaştıran kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle cezayahükmolunmaz. (3) İlişkin olduğu suç nedeniylehüküm verilmeden önce gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında bumaddede tanımlanan suç nedeniyle verilecek cezanın beşte dördü indirilir. (3) Aleyhine tanıklık yapılankişi hakkında verilen mahkûmiyet kararı kesinleşmeden önce gerçeğin söylenmesihâlinde, verilecek cezanın yarısından üçte birine kadarı indirilebilir. (3) Yüklenen fiiliişlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığınadair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına almave tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdakifıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. (2) İmzalı ve kısmen veyatamamen boş bir kâğıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup dahukukî sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerinegöre cezalandırılır. (3) Sahteliğini bilmeden kabulettiği kıymetli damgayı bu niteliğini bilerek tedavüle koyan kişi, bir aydanaltı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (5) Uyuşturucu veya uyarıcımadde kullanan kişi hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satınalmak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı hükmolunan ceza, ancak tedavi vedenetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmaması hâlinde infazedilir. Kişi etkin pişmanlıktan yararlanmışsa, davaya devam olunarak hakkındacezaya hükmolunur. Kişi, altı aydan üç yıla kadarhapis cezası ile cezalandırılır. (3) Hakaret suçunun karşılıklıolarak işlenmesi hâlinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veyabiri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, cezavermekten de vazgeçilebilir.

(2) Bu suçun işlenmesi sırasındabaşka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümleregöre cezaya hükmolunur. (2) Ayaklanma sırasında başkasuçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezayahükmolunur. (3) Bu suçun, silâhlı olarak yada birden çok tutuklu veya hükümlü tarafından birlikte işlenmesi hâlinde,yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir katına kadar artırılır. (3) Bu suçların kamu görevlisitarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarıoranında artırılır. (2) İşlenmiş olan bir suçailişkin delil ve eserlerin başkaları tarafından saklandığı yeri bildiği hâldeyetkili makamlara bildirmeyen kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne görecezalandırılır. (9) Basın ve yayın yoluylaişlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerdebasın ve yayın organıyla ilân olunur.